Haber

‘DEPREM BÖLGESİNDE BAZI YERLERDE HAT VE KAYNAK SORUNU NEDENİYLE SAĞLIKLI SUYA ERİŞİM YAPILAMIYOR’

KAHRAMANMARAŞ’ta meydana gelen depremlerin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. şehir şebekelerinin arızalanması ve kaynakta yaşanan bazı sorunlar nedeniyle belirgin bölgelerde sağlıklı suya ulaşılamadığını söyledi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda DEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, deprem bölgesindeki yerüstü ve yer altı su kaynaklarının insan sağlığı açısından kullanılabilirliği konusunda araştırma yaptı. . DEÜ grubu olarak bölgede farklı alanlarda çalıştıklarını belirten Prof. prof. Dr. Ayol, Şok bölgesi genelinde özellikle depremden sonraki birkaç gün içerisinde önemli miktarda yeraltı suyunun 3-4 saat akmadığını, kaybolduğunu veya fay kırılmaları nedeniyle yön değiştirdiğini tespit ettik. Malatya’da havza suları, topraktaki mineraller sürekli olarak çözünmüş ve hareket halinde olduğundan çamurlu akmaktadır. Hatay’daki Harbiye Şelalesi’nin de deprem günü ve sonrasında çamurlu aktığını, sonra berraklaştığını görüyoruz. Bazı yer altı suları berraklaşırken; Fay faaliyetleri ve artçı sarsıntılar nedeniyle bazı sular hala çamurlu.

‘DENİZ SUYUNUN BÜTÜN KIYI AQUAPİRE İLE BİRLEŞTİRİLDİĞİNİ GÖRDÜK’

Yüzey suları ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Prof. Dr. Ayol, Yüzey sularından su numuneleri aldık ve numune alma faaliyetlerimiz devam ediyor. Ancak bazı bölgelerde örneğin İskenderun’da deniz suyunun tamamen kıyı akiferiyle (kıyı yerleşimlerinde yer altı suyu) birleştiğini gördük. Deniz suyu akifere değerli bir girişimde bulundu. Kıyı bölgelerinde bu tür deniz suyu işletmeleri var. Yeraltı sularıyla ilgili sarsıntıların devam etmesi nedeniyle bazı bölgelerde suyun çamurlu akışı söz konusu. İçme suyu ve kanalizasyon sistemlerinde önemli boru kırılmaları, altyapı sorunları nedeniyle içme suyu borularında mikrobiyolojik kirlenme olduğunu tespit ettik; kurumlarımız tarafından izlenmektedir. Bu nedenle bölgede içme suyu arıtma ve atık su arıtma tesislerimizin faaliyette olup olmadığı gibi konularda atık bertaraf tesislerimizle ilgili çalışmalar yaptık.

‘SAĞLIKLI SUYA ERİŞİM KONUSUNDA SORUNLAR DEVAM ETMEKTEDİR’

Gaziantep, Hatay, İskenderun içme suyu tesislerinin çalışır durumda olduğunu ancak sarsıntılar sonucu şehir şebekelerinin su dağıtım basamağında su ve kanalizasyon sınırlarında çatlaklar oluşması nedeniyle mikrobiyal kirlenme olabileceğini kaydeden Dr. Dr. Ayol, Burada da içme suyu tesisinde veya içme suyunda, tesis çıkışında veya uygun yerlerde yapılan dezenfeksiyon işlemlerinde klor seviyesinin 0,2-5 ppm bakiye klor seviyesinde olmasını istiyoruz. Ancak deprem bölgesi olduğu için şu an biraz daha klorlama yapılması tavsiye ediliyor. Klorlama denemelerini önlemek için ortada 0,7-1 ppm gerekir. Belirli bölgelerde hatlarımızın düzgün çalışmaması ve kaynakta yaşanan bazı sorunlar nedeniyle sağlıklı suya erişim sağlanamıyor. Arıtma tesislerinin sayısının artması ve ihtiyaçların karşılanmasında su ile ilgili sorunların artarak devam ettiğini söyledi.

‘BAŞKA ERİŞİM YOKSA KAYNATILARAK SOĞUTULARAK KULLANILMALIDIR’

Şebeke suyunun başka suya erişimin olmadığı durumlarda ancak lavabo gibi yerlerde kullanılabileceğini belirten Prof. Ancak kullanılan suda mikrobiyal bulaşma ihtimali olması durumunda halk sağlığı açısından uyarı yapılmasında, dişlerin fırçalanmamasında ve göze temas ettirilmemesinde fayda vardır. Mikrobiyal kirliliğe karşı bazı illerimizde hala sağlıklı suya erişim yok. Şişelenmiş suya veya uygun şekilde arıtılmış suya erişim yoksa; Düzgün kaynatılıp soğutulduktan sonra kullanılması gerektiğini, özellikle bebek mamalarının üretiminde kullanılan suya daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu